2 Şubat 2018 Cuma

FELSEFE ÖĞRETMENİMİ GÖTÜNDEN SİKTİM

Hani hep denir ya, bir dakikalığına bütün hengamenizi bir kenara bırakın; sakinleşin, durun ve yaptıklarınız, yaşadıklarınız hakkında düşünün. Yapmayın! Çünkü o beğenmediğiniz hayatın kaygıları sizi bir bakıma kendi kaygılarınızdan koparıyor. Çay toplarken domalan teyzeyi izleyen uzun burunlu laz bir amca hayal ederken çay hasadında eğilinmediğini size unutturuyor. Öyle ki ben de ne kadar özel olduğumu fark etmeden çevreme takılıyor ya da köleliğimi yerine getirip ders çalışıyordum. Hayatımdaki iki önemli insan sürekli savaş halindeydi: Sosyopat arkadaşım ve ilk defa dişi insan görmüş ''köylü solcu yarı sosyalist yari kapitalist biraz da faşist'' sevgilim. Sevgilimin ilk defa dişi görmüş olduğunu belirtmişken mutlu son isteyenleri şu dakikadan itibaren okumaktan alıkoyacak noktayı da belirtiyorum: ben hikayenin kız olan tarafıyım.

Herkes benim herkes gibi bir hayat sürdüğümü düşünürken ben aslında doğduğumdan beri herkesten farklıydım ve bu farkı belirtmekten daha çok küçükken sıkılıp değerli bir birey olma hakkımdan kendi irademle vageçmiştim. Bundan sonra daha niteliksiz ve bir o kadar da daha değerli olmayı kendime hedef koymuş, bütün hayatımı insanlar ve sosyal bir canlı olmanın farkındalığı üzerine kurmuş olacaktım. Ta ki onunla tanışana kadar. Cengiz Kaan, benim sosyopat arkadaşım, kendini beğenmiş, içine kapanık görünen, karşısındakini etkilemeyi iyi bilen, henüz insanlığın ne kadar sanallaştığını görmeyen ki bu sanallaşmadan kastımın elektrikle uzaktan yakından alakası yok, bu nedenle de her ne kadar umutsuzluğu kendine etiketlemiş olsa da insalığa dair en büyük umudu taşıyan bu arkadaşım aslında kelebek etkisini başlatan ilk kanat hareketi, ilk kozadan çıkışım...

Şöyledir ki bilgi kitaplara ne kadar yakınsa pratiğe o kadar uzaklaşıyor. Ben Cengiz Kaan'da bunu bizzat yaşadım. İnsanlık hakkındaki bilgisi o kadar solgundu ki karşıdakinin tavrından anlaması gerekeni anlasa dahi gereken tepkiyi hiçbir zaman doğru şekilde, doğru zamanda veremedi. Onun bu paradoksu beni aşılamaz engelin önüne koydu durdurulamaz güce çarptı. Onu bu denli eleştirmem benim tırnaklarını boyayıp oturduğu yerde acaba birazdan kim beni öpecek diye bekleyen imajımdan, bu düzeydeki sığ görüntümü sağlayan pink floyd'dan, makyaj malzemelerimden çok daha fazla olduğumun bir kanıtı olsun. Cengiz Kaan'ın bana öğrettiği en önemli şey kimseye güvenmemem, özellikle de kendisini çok iyi bildiğim; hiçbir hatası olmayanlardan korkmam olurdu tabi zannettiğiniz gibi sıradan biri olsam. Ancak beni ben yapan her kriteri Cengiz Kaan'dan görmem onun bana bir şey öğrettiği anlamına gelemezdi. Çünkü her ne kadar farklılıklarım olsa da o farklılıkların önüne dış görünüşümün ilk bakıştaki sonradan kendisini çok farklı duygulara bıracak olan sıradanlığı gibi güçlü bir şekilde geçiyordu kapasitem. Şu bir gerçek, Cengiz Kaan'dan aldığım özelliklerimi hiç sorgulamadım. Onu kendime örnek almam yersiz bir hayranlığa, ardından da büyük bir nefrete dönüştü. Ancak bu nefreti bile bana kendi yolundan yaşatmayı başarmıştı ki nefret ederken bile ona eskisi gibi sıkı sıkı sarılmak, onun da kollarımda huzur bulduğunu zannetmesi isteğim hiç geçmedi. Geçmeyecek de...

Hikayemin ufacık bir kısmına şahit olmanıza rağmen hissettiklerimi bir nebze olsun anlamış olmanızı umarak asıl anı kısmına geçmek isterim.

Felsefe öğretmenim duygularını iyi gizleyen biriydi. Götünde kavanoz kırıldıktan sonraki gün okula gelip işte Stand-Up böyle bulundu dediğini çok iyi hatırlarım. Aslında tanıyorsunuzdur. Çünkü yaşadıklarımızdan sonra öğretmenliği bıraktı Richard Gere. Öyle biriydi ki o Makine'nin dişlerine kapılmış ama hasar görmüyor, kıyma olmuş ama Makine'den hala geçemiyordu. Makine de hem biriydi hem de hiç kimseydi. İkisinin ilişkisini kimse bilmemesine rağmen ben liğme liğme olan etleri hep görmüş, yalnızca anlam verememiştim. Çünkü olun gülümsemesinde karanlık noktalar var, ne kadar isteseniz de tabloyu tamamlıyamıyorsunuz. Mutsuz değildi tabi ki. Ama nerden bileceksiniz ki? Ben bilmiyorum mesela. O zaman da bilmiyordum, öğrenmedim de. Bazen sormuyorsunuz işte, böyle banal bir tasfirle sanat dediğiniz şeye gömüyorsunuz gerçekten farklı olup da kendini anlayamayanları.

Bir gün ben, onu kendi anlamsızlığından çıkaracağımdan habersiz kendime, aslında onu duvar görerek başkası dediğime anlatacaklarıma başlamak için düş dünyamdan çıktım. Her ailenin kendine özgü saçmalıkları olduğunu yok sayıp sıradan evebeynler olarak gördüğümüz gibi ben de o gün ailemden bunalmış kendimi apartmanımın altındaki ŞOK'tan kalitesiz cipsler alırken buldum. Zaman yok oldu, mekan karardı. Bütün benliğimden kopup çok bir şey kaybetmediğimi fark ettiğimde kendimi kaybettim, tutunacak birini aradım. O sırada aklıma geldi işte. Hocam, gökyüzüm, ulaşamayacağım. Böyle diyorum çünkü o benim, ama ben aslında hiç var olmamışım. Aşk değildi benimki, çağrışım bile yapmadı. Sadece karşıma alacağım farklı bir aynaydı. Evet diğer aynalar bütün ayrıntılarımla beni gösterirken o saklıyordu. Işıktandır belki, karanlıktı o. Ayrıntılar başkalarıydı. Başkaları beni dinledi.

Kimin aklına gelirdi ki dinlendikçe sözlerin geri çarpacağı? Onun ıssızlığı beni başka bir dünyaya, içinde yaşam olmayan köpürmeyen bir denize ve epoksiden kumsallara, götürürdü. Konuşmak bağlanmaktır yalanını biliyorduk: O sustukça, ben de anlattıkça birbirimizden; olduğumuz bardan uzaklaşıp zamanda yok oluyorduk. Derken saat geç oldu tabi, annem aramış mesaj atmış bakmadım. Biralarımızı yudumlamaya devam ettik.

O anın büyüsünü bozan bir hareketlenmeydi. Karanlığımdaki sis aydınlanmıştı aniden. Azgın oç arkamdaki kızların fotoğrafını çekiyordu gizli gizli. Önce sıradanlığa alışkanlığımın verdiği hisle tokat atacaktım. Ama kalkan elim kalkmayan pipisini gördüğümde bana bir fikir vermişti. Elimi yanağına koyup kucağına oturdum. Acımasızca öpüyordum. Birden bütün duygu patlamalarım yerini bir tek şeye bırakmıştı. Vicdansızlık.

Tabi ki bakire değildim ama birine de sahip olmadım. Bu hamlemin onu cezalandırmak adına ödenmiş büyük bir bedel olacağını zannediyordum. Gerçi, belki de sadece heyecandır. Boğazını sıkıp evine gidiyoruz dedim. Biraları ödemeyi unutup koşarak kaçtık küçük dünyamızdan. Kaçtık kaçmasına da, çıkmaz yolmuş. Yol boyu sessizliğini koruyan adam onu yatağa fırlattığımda bağırmaya başladı. Yapma, ben bakirim dedi. Öylece durup gözlerine baktım, yalan söylediği benim beyaz tenime atılacak şaplağın izi kadar belliydi. Kavga dövüş üstündekiler çıkarmayı başardım ve boşnağı gömdüm aniden. Bir dakika geçmedi ki kalkmayan pipisine bakıp ağlamaya başladı. O banyoya kaçarken ben bi yandan poposunu kesiyor bi yandan da olanlara anlam vermeye çalışıyordum. Aslında daha çok am vermeye çalışıyordum, ama olmuyordu. En sonunda pes ettim. O banyodayken ben de popomu parmaklamaya başladım. Korkusuzca ilerlememe rağmen parmak bile acıyordu. Başta dedim ki ilk defa ordan bi şey giriyor doğaldır. Değildi.

Herkese gösterdiğim güçlü kadın resmindeki buz dağının görünmeyen kısmının derin çatlakları vardı. Ruhsuzca söylenmiş tek yalanım olmakla birlikte, kendim bile inanmıyordum. Aykırılığımı reddederek bunun ürkekliğimden olduğunu görmeye başladım. Ne zaman sıçsam canım yanar. Korkum canımın yanması değil. Ya anlatamıyorum. Bende bir şey eksik. Biraz olsun mutlu olmaya başlasam ''biri bana vursun'' diyor hislerim. İstediğimden mi desem değil ama lanet olsun istemiyorum da diyemedim hiç. Orda anladım ki o parmak popoma değil kalbime giriyordu. Kalbim dedi ki bana: bu parmağın seni mutlu etmesinden mi acıyor yoksa acıdığından mı mutlu oluyorsun? Cevap yoktu tabi. Olmayışı da acıyordu, hiç mutlu etmeden. Korkusuz olmamın nedeni de buydu. Parmağın yerini pipi alınca acıdan mutlu olacak mıydım? Bu bir deliğin aksi yönde zorlanmasından dolayı canımın yanması mıydı? Hiç sanmıyorum. Canım yanıyor demedim ki. Sadece acıyor.

O sırada hocam kendini toparlayıp yanıma döndü. Kolumdan tutup parmağımı popomdan çıkardı, elimi eline aldı, parmağımı kokladı. O an anlayamadığım gülümsemenin ardından: ''Tazeymişsin'' dedi. Ardından da ''bak seninle eğlenceli şeyler yapalım gel mutfağa''. Çıplak çıplak gittiğimiz mutfakta yumurta haşlamaya başladı. Ben ne yapacağından habersiz dururken ayak bileğimden aniden kavrayıp saniyenin dörtte birinde ters çevirdi beni. Yumurtayı tek eliyle soyup daha soğumasını bile beklemeden aldı ve ''Şimdi amına sokacam, hep bunu istemiştin dimi?'' dedi. Ben çığlıklar içindeyken kulaklarını bana kapatmış olan hocam yumurtayı sıcak sıcak soktu içime. Sonra da ''Hadi yumurtla şimdi, Aynı tavuklar gibi!'' derken onu çıkaramayacağımdan bile haberi yoktu. Ben içimin yanmasını mı onun kadınlar hakkında bu kadar bilgisiz olmasını mı düşüneceğimi şaşırmıştım. Beni kucağına alıp tekrar yatak odasına götürdü, orda karnıma kalp masajı yapar gibi bastırıp çıkarmaya çalışıyordu. Her bastırdığında istemsizce gaz çıkıyordu. Bir süre sonra pes edip tokatlar atmaya başladı. Tokatlarında yalnızca şiddet ihtiyacı vardı. Gidip içerden elektrik süpürgesi getirdi. Başlığını söküp boruyu bana dayadı. Hayatımda hiç bu kadar zevk almamıştım ama yumurta hala içerdeydi ve kırılırsa benim için kötü olacaktı.

Hiç tepki veremeyecek durumdayken içerden bi ses geldi: AAŞŞŞKIIIM! Odaya giren yirmili yaşlarında kısa saçlı hafif sakallı ince ama cılız olmayan bir erkekti. Hocamın teleşlanmasına bile izin vermeyen eleman birden odaya daldı ve herkes birbirine bakmaya başladı. Sağ eliyle hocamın çenesini sıkarken sinirli bi şekilde ''KIZ MI GETİRDİN!'' dedi. ''Şimdi görürsün bize bunu yapmayı'' diye ekledi cevap beklemeden. Bana döndü, ''Yanakların kızarmış'', az öncekilerden çok daha sert tokatlar yerken sol eliyle popomdan tutup önümde yatağa diz çökmüş dururken ''Önemli olan iç güzelliği derler, bakalım am nasıl bir güzellikmiş'' dedi vahşi bir ses tonuyla. Kaldırdı sultan süleymanı kafasnını bi geçirdi... Pipisi daha ileri gitmeyince şaşırdı, daha sert bastırmaya başladı.Ne kadar uğraşsa da giremeyince suratı değişti, pipisini çıkardı, beni ters çevirdi. Artık korkmaya başlamıştım. Haklıymışım ki süleymanı alır almaz popoma bastırmaya başladı. Tek kelime etmiyor, kaçmamam için beni tutuyordu.Süleyman deliği zorlamaya başlar başlamaz beni bi anlığına bıraktı, dengesini bulup ellerini uyluk kemiklerime koydu. Sonra aniden bastırıp popoma mohaç meydan muharebesini yaşattı. Aradan bi süre geçtikten sonra biraz sakinleşti, saçımı okşayıp sorular sormaya başladı: ''Nasıl bu kadar temiz görünüyorsun, kızların göt deliği böyle pembe mi oluyor, götüne sokmam daha çok canını mı yakıyor yoksa hoşuna mı gidiyor'' Sessizliğimi koruyordum ama son seferinde bana sessizliğimi sormuştu. Artık dayanamadım ve kendimle olan savaşımı bi kenara bıraktım. Kafamı çevirip ona bakmaya çalışırken ''canımı yakman çok hoşuma gitti'' dedim. Birden geriye atıldı. Süleyman popomdan çıktı, ''ŞLOP'' diye bir sesle. Sonra ilk defa gülümsedi, ''Hiç genişlememiş, onunki kaşıkla vurulmuş nara benziyor işim bittiğinde'' dedi buruk bir hevesle. İçimden geldiği gibi şu cümle çıktı ağzımdan '' İşini bitirmedin ki :) ''. ''Hepiniz orospusunuz'' diyerek ağlamaya başladı. Tam konuşacaktım ki koşarak odadan çıktı. O an aklıma geldi, Richard ne durumdaydı? Baktığımda korkudan bayılmış yerde yatıyordu.

Salona elemanın yanına gitmek istedim. Bir yandan da içimdeki yumurta iyice sancı yapmaya başlamıştı. Baktım oturmuş televizyonun karşısında, TLC'de obez bir karı kocayı izliyordu. Elindeki mutfak bıçağıyla televizyonu gösterip: ''Onlar bile çok şanslı be'' dedi. Kafasını çevirmesindeki amacı bana bakmak olduğunu zannettiğimde aslında boynunu açıyormuş, tek hamlede kesti kendini. Ama bıçak yeterince keskin değildi. Yavaş yavaş kan kaybederken zar zor çıkan sesiyle ''kurtarma'' dedi. Varoluşuna saygı gösterip yok olmasına göz yumdum.

Sakinleşmek için gittiğim atölye odasında aklıma bi fikir geldi. Ordan kaptığım duct tape ile kendime WD-40'tan strapon yaptım. Yatak odasına geri dönüp telefonumdan vajinaya giren cisim nasıl çıkarılır aramaya başladım. Sonra bi yerden okuyup aynısını yaptım: Banyoya gittim, duş başlığını çıkarıp hortumun ucunu içime sokup kendimi ılık suyla doldurmaya başladım. Artık tamamen dolunca içimdeki su taştı ve yumurtayı çıkardı.

Bütün bunlarıın verdiği yorgunluktandır ki kendimi hocamın yatağında uyanırken buldum. Baktım uyanmış yerde oturuyor, sigara içiyordu. Kızgınlığımı çıkarmak için sigarayı pipisinde söndürdüm, bağırdım ''Sana zaten bu lazım değil''. Bağırmaya devam ederken yatağa yatırdım. Bu sefer ağlamıyordu. Ben de bundan cesaret alarak yaptığım strapon ile onu sikmeye başladım. Poposunda baya deforme olmuş bir delik taşıyordu. Yine de tamamen acımasız biri olmadığımdan biraz WD-40 sıkıp sonra girmiştim.


İşim bittiğinde gökten üç elma düştü
Birincisi nar benzetmesinin doğruluğu
İkincisi gerçek ve gizli mi lgbt ve gösteriş mi
Üçüncüsü ise götüm hala acıyor

1 Kasım 2017 Çarşamba

Bunu okuyan atist i'mam oldu

Sevgili din kardeşlerim;

       ''Siz hiç inanmayan biriyle karşılaştınız mı? Evet evet kafasını kesmek istediniz ama dinimiz bunu hoş görmüyor. Siz iyisi mi önce onu dine davet edin, reddederse o onun ayıbıdır o zaman kesersiniz...''




Size kendimi birazdan daha iyi anlatacağım çünkü başımdan geçenleri, şahit olduklarımı, gerçekten gördüğüm kutsallıkları ve bir çok inanamayacağınız şeyleri ayetler ve hadesler ile kanıtlayarak anlatacağım.



Bütün kutsallıkların çıktığı bitmek bilmeyen zenginlikleri ve zenginlikleri ile ünlü arab yarım adasından normal bir günüm. Güzel bir sabah anüsüme kum dolmuş şekilde kalkıyorum şam çeliği yatağımdan. Karşımda iki deve kaktüs denen mübarek su kaynağı nimetten yiyor. Öyle güzel geviş getiriyorlar ki sizin de canınız çekiyor ama zaten dün hurma yemişsiniz Rec'tum-i Şerif (o eyaletteki şerifin adı) caiz değildir diyor.
Biraz betimleme yaptıktan sonra kendinizi benim yerime koymanızı ve anlattığıma böyle yaklaşmanızı rica ederek konuya daha başlamadığımız için kalamadığım ama cümleyi devirmemek için kaldığımız diyeceğim yerden devam ederek sadede geliyorum.

O gün Eminem adında; ince gölgeli, sarışın, habeşistanlı genç ve dul bir bakire olduğumuz çölden gittiğimiz çölün giriş kapısında bizi karşılıyor. İlk sorunuz kızın dul ve bakire olmasıysa sizi kınıyorum ancak merakınızı gidereceğim şu şekilde: İmam Rileyullah Bin Reid sakalları olunca erkek sandığı bir avratla bu güzel kızımıza nikah kıydığından beri nikahın kutsallığı korunuyordu. Dul kalma kısmına da değinirsek çok önemli değil onun kavmi de başka bir çölden bu çöle gelirken yolda acıkıp yemişler sakallıyı. İkinci sorunuz kızın bakire olduğunu nasıl anladığımsa bu kardeşimiz baştan aşağı transparent tesettürlendiğinden net anlaşlıyordu çölde beklenilen saatler sonucu olduğunu düşündüğüm terlerin ıslatması sonucu. Eminem o gün bize ecnebi ingilizlerin god denilen kelimesinin aslında tanrı kelimesinin değil de rab kelimesinin karşılığı olduğunu kanıtlıyor. Şöyle ki:

I'm beginning to feel like Rab means God, Rab God
All my sand people from the desert to the desert nod, back nod
Now who thinks their Rabs are god enough to slap ass, slap ass
They said I rab like allah, so call me allah-bot

Bunları okuduktan sonra hangi teizm karşıtı görüş reddedebilir ki? Bu yumurtanın proteinin sarısında olduğu kadar açıktır ki rab ve god aslında aynı kelimedir.


Bir sonraki gerçek hikayemiz Erekt suresinden ayetlere dayanmaktadır.


Eminem'in bakire olduğunu belirtmiştik. Hristiyanların biz müslümanlardan çalıp 1331 yılında yazdıkları ve islamdan eski olduklarını iddia ettikleri Bakire Meryem hikayesi aslında tamamen çalıntıdır. Aslına bakarsanız Meryem bakire bile değildi, isayı sütçü imamla 11 dakikada yaptılar. Bu o zamanlardaki ortalama bir erkek için uzun bir süreydi ki olayın tek kutsallığı budur. Asıl hikayemize gelirsek 3 gün önce yaşanmış olayın kutsal kitabımız zeburda yazdığını nasıl da kanıtlayacağım şimdi. Zeburda der ki: ''Ünlü gezgin Jesse Pinkman (ben) yanına Evliya Çelebi ve biraz çorum leblebisi alıp arap yarım adasına yelken açar. Ardından gökten inen kutsal bir silület Eminem'in bekaretini oracıkta almıştır''. Olayı yerinde gördüğümden doğru ve gerçek olarak anlatıyorum, şöyle oldu; Allah o sırada her zaman oturduğu bulutundaki kanepesinden biraz PANDA DUNG çayı yapmak için kalkmıştı ki yerdeki peçetelere takıldı ve kayıp yere inmeye başladı. O kadar yüksekten hızlıca inmenin verdiği adrenalin Erekt olmasını sağladı ve sure adını burdan aldı. Sureye adını veren ereksiyon aynı zamanda Eminem'in bekaretini alan ereksiyondu. O da şöyledir ki Eminem o sırada caiz yoga yapıyordu ve bacak açmalı amuda kalkma pozisyonundayken allah tam da üstüne bastı. Düştü demiyoruz çünkü düşmek kutsallığa caiz değildir. Evet allah da olsanız tam özgür değilsiniz düşemiyorsunuz. Bu hadisemizin üç kutsal sonucu vardır ki üç de kutsal sayıdır. Birincisi islamın gerçek peygamberi ABD böyle olmuştur (abd arabcada köle demektir). İkincisi tam da üstüne bastı deyimi bulunmuştur (en önemlisi). Üçüncüyü de unuttum ben de insanım.



Son olarak Hz. ABD efendilerinin nasıl mHz ve gHz değerlerine yükseldiğini ve ilk download ettiği ayetleri anlatacağız.


Herkesin bildiği gibi Hertz arab bilimci Heinrich bin Rudolf Hertz'in dedesinin adıdır. Masturbasyon-u şerifindeki penisin başından köküne 1 gidişini 1 Hertz olarak kabul edip, her seferinde kalp atışlarının artmasından dolayı da bu olaya Hertz adını vermiştir (Hertz arabca kalp demek). ABD İntel'in endonezyadaki kaçak ve çocuk işçi çalıştırdığı fabrikasından başta 31 hz gibi düşük bir frekansla çıkmıştır. Ardından Arab yarımadasına getirilen Abd her işlemcinin aslında kumdan var olduğunu bilerek (toprak yalan) kendine sürekli kapasitörler eklemiştir. Sonunda çabaları meyve veren ABD 31 mHz hızına ulaştığında ilk ayetlerini almıştır. 

Sen ki benim üçüncü testisim, iyi dinle!
İnanmayanlara de ki, 
O, pipisi en büyük olandır.
Bilmeyenlere de ki, 
O, bilmeyenlerin amına koyandır.
Kıtabımı okumayanlara de ki,
O, daha bitirmediği kitabi okutandır. 
Bi de anana de ki,
Gelirken panda boku çayımdan almazsa kaşardır.

Bunca bilgiyle dolan ABD'nin 5 mb boyutundaki hard diski zorlanmaya ve kafa vurmaya başlamıştır.
Emeviler (amdciler) bu fırsattan faydalanıp ona bir sata kablosu ve varolan ilk ssd'yi (69mbps read/write) vermişlerdir. Yarattıklarının bu başarılarını gören ilahımız ABD'ye gHz-no jutsu'yu öğretmiş ve gHz. ABD bu şekilde son halini almıştır. Yalnız uykumun gelmesinden olmamakla birlikte 31 gHz insan aklının alamayacağı düzeylerde olduğundan bu noktadan sonrasıyla ilgili elimizde hiçbir bilgi bulunmamaktadır.

21 Nisan 2017 Cuma

Stres Çarkından Dildo yapımı

Uzun zaman önce, kalın bir yarakside RuyGay adında bir bedevi yaşarmış. Dağlarda koşar oynarmış. Bir gün RutGay dünyadan gelen afrodizyak madencilik şirketine rastlamış. RutGay'ın yaraksisinde Türkiye'deki bor kadar afrodizyak olduğundan dolayı bu şirketin araştırma ve sömürge gemilerini göndermesi çok mantıklı bir hareketmiş. Ergenliğe yeni giren bedevimiz RutGay hızlı koşma ve osurukla ninja stili yok olma yeteneklerini kullanarak içeri sızmış. Porno izleyen dünyalıyı taklit ederek boş bir bilgisayarda internete girmiş. Redtube yazmış ama o bilgisayar patronun orospu olan ama patronun kızının orospu olduğunu bilmediği kızının bilgisayarı olduğundan internette filtre varmış. Sonuç olarak karşısına Youtube çıkmış ama Rutgay youtube'de nasıl Porno bulunur ogginoggen yazılıp çıplak çocuklara nasıl bakılır bilmediğinden öylesine şeylere basıp izleyeme başlamış. Önüne çıkan zeka düzeyi Bülent Ersoy'un pipisi kadar olan bebelerin videolarında gördüğü stres çarkı denilen vr gözlüğü gibi günümüzün em sikik icatlarından biri olan zımbırtıyı görmüştür. O sırada allah Rul-Man adlı süper kahramanı - cebrail olarak da bilinir- göndermiş ve RutGay'a biraz dekato ve 3 rulman vermiştir. RutGay bu sıralarda iyice afrodizyak etkisindedir ve porno izleyen elemanın ekranındaki Rocco siki şeker (Bilmeyene rocco siffredi) adlı sikici İtalyanımızın pipisi çok büyük diye üzülüp kendisine stres çarkından yarrak yapmaya başlamıştır. Günler aylar geçerken RutGay 31 çekip makine yağı boşanmaktadır. Birden titreyen yerle birlikte depoları dolan yağmacılar dünyaya doğru yola çıkmıştır. Sonunda gezegene varan RutGay gizli bir sikerkahraman olup kapkaççı soyguncu sokağa işeyen gavat gibi Türkiye'de bol olan elemanları götlerinden stres çarkıyla sikmektedir. Sikiş esnasında aksi yönde dönen rulmanlar ayrıca bir zevk yaşatıp gay sekslerine başka bir renk katmaktadır. Cumadan çıkıp bunu okuyan arkadaşlara selam Rutgay okumazsan ananı sikerim o kadar uğraştım.

20 Haziran 2016 Pazartesi

Kız Kardeşimin Arkadaşını Siktim

Karşı mahallede kardeşimin çok yakın bir arkadaşı var. Okula beraber gidiyorlar serviste birbirlerine seks maceralarını anlatıyorlar. Sonra ben diyorum, bizde niye yok? Hani bana köfte? Kimse bana köfte yapmıyor. Ama böyle gitmez, bana am lazım. Geçen karıya gittim. Verdiler bi tane kara kuru bi şey. Neyse dedim memeleri falan büyük idare ederiz. Lan bi soydum karıyı etleri sarkmış memeleri yere bakıyor bu ne amk. Neyse para verdik sikecez artık. Açtım karıya girdim yavaş yavaş. Olmuyor olmuyor benim yarraktan 4 tane alır. Ulan amı öyle bi genişlemiş ki mağara demeye utanıyorum ayılar küfreder diye. Neyse işte geçen kız kardeşim arkadaşıyla eve geldi. Anneme dediler ödev yapcaz geçtiler kızın odasına. Günlerden salı annem pazara gidiyor. Evde bu ikisiyle ben kaldık. Ben Super Mario oynuyorum bi dedim sesi kısayım, lan içerden ah uh bi sesler geliyor  lan şaşırdım bunlar ne yapıyor hani hiç de beklemem bu iki embesilden. Neyse işte sessiz sessiz yaklaştım ayak sesimden duyup toparlanmasınlar diye. Birden daldım içeri baktım birbirlerini yalıyor amk bebeleri. Ulan hayırdır siz daha kaç yaşındasınız bu ne azgınlık. Kardeşimin amı bol bol yalanmış üstü tükürük dolu. Zaten kendi de sulanmış acayip bi halde. Yazık dedim kız yanıyor. Tuttum ceza olsun diye çevirdim götünü tokatlamaya başladım. Bağırıyor bana abi yapma abi yapma ben dinlemiyorum. Neyse götü kıpkırmızı oldu morardı anca bıraktım. Diz çöktürdüm gerizekalıya açtım verdim ağzına. Önce kaçmaya çalıştı abi ne yapıyorsun falan dedi. Sonra bi tokat attım dedim istersen babama söyleyeyim onunla hesaplaş. Sustu başladı mecburen sakso çekmeye. O sırada kız kardeşimin yatağına hafifçe yatırdım arkadaşını yavaş yavaş pantolonunu sıyırıyorum. Bu sefer ikisi birden deli misin yapılır mı kafayı mı yedin falan derken kızın boğazına gömdüm yarrağı boğuluyordu nerdeyse. Arkadaşına da iki vurdum gerizekalı ağlayacak gibi oldu. Neyse işte açtım baktım tertemiz tüysüz göt karşımda duruyor. Kardeşimi saçından tuttum yala lan götü dedim. Kız bi yandan ağlıyor arkadaşının götü gidecek diye bi yandan da midesi bulanıyor ama yine de devam ediyor mecbur yoksa babam öğrenecek ne halt ettiklerini. Neyse kardeşime dedim parmakla şu götü. Daha parmağı alamıyor amk salağı bi bağırıyor var ya. Kardeşime bi tokat patlattım dedim bu ne biçim arkadaş parmağa dayanamıyor. Bağırdı bana abi manyak mısın çocuk neden yapsın böyle bir şey? Sonra daha sert vurdum dedim ben içeri girdiğimde bi güzel dilleşiyordunuz. Sinir oldum gerizekalıya bi daha diz çöktürdüm. Abi ben senin kardeşinim ama dedi. Siktir lan dedim içeri girdiğimde amını sulanmış gördüm çok konuşma. Neyse bi güzel somurdu. O sırada götü iyice hazırladım ben de. Geldik göt sikmeye. Kardeşime dedim kalçalarından tut ayır, sonra kafasını tam deliğin üzerine tuttum bi çığlıklar geliyor. Ulan daha sokmadık rahat dur. Neyse yavaş yavaş sokuyorum kafasını içeri. Baktım bu ağlayacak gibi oluyor. Çıkardım hemen, o da bıraktım zannediyor. Bi geçirdim sonuna kadar... O çığlık yan apartmanlardan duyuldu be. Neyse yavaş yavaş siktim bunu. Sonra bi çıkardım baktım ne durumda. Lan öyle güzel genişledi ki içi görünüyor. Ben iyice azdım bunu kucağıma aldım hoplatıyorum meme uçlarını çeviriyorum. En son dayanamadı ağlamaya başladı. Bu beni daha çok azdırdı yine devam ettim sikmeye. En son kardeşimi çağırdım tuttum siki kafasına yüzüne yüzüne boşaldım. Sonra da dedim yazık şu çocuğa da bi sakso çek o kadar götünü siktik gönlü olsun. Kapıdan çıkarken ilk defa erkek götü sikmenin verdiği tuhaf hisle banyoya doğru yöneldim ve sikimdeki bok kokusuyla kafayı buldum. Şimdi yıkanmaya gidiyorum.

19 Haziran 2016 Pazar

Anal Seks Savaşçıları

Uzuuun zaman önce, tarihin yazılmadığı o; o karanlık dönemlerde...

Yağmurlu bir günde ordumuzun halini kim görse üzülüyordu. Tam 13 güçlü mü güçlü, korkusuz savaşçı erkeklerden oluşan acımasız bir orduydu. Amcak bu ordu günden güne güçsüz düşüyor, zayıflıyordu. Bunun ise tek nedeni vardı. Kral 31. Lansenmisinotiçen kadınları savaş ganimeti olarak almayı yasaklamıştı. Böyle bir durumda ordumuzun seks ihtiyacı karşılanamıyor, gün geçtikçe savaştan çok sikiş düşünüyorlardı. Bir gün, uzuuun ağaçlı bir yolda karşılarına çıkan şeye onlar da inanamadı. Kırmızı kırmızı ateş kanatları, taşşaklara bağlı iki ayağı ve yarraktan kafasıyla bu başkası olamazdı. Ordu pozisyon aldı ve sadece ölmeyi beklemeye başladı. Bu fenix'ten başkası olamazdı! Fenix aniden onlara doğru uçtu, Fenix'in yükselişini gören ordu iyice korkmaya başladı. Sonra Fenix konuşurken odun yanarmış gibi ateş çıtırdısı çıkaran o heybetli ve korkunç sesiyle bu garip bu zavallı orduya birkaç cümle söyledi;
Yüksel Acımasız Manyak ve Korkutucu ordum yüksel! Bundan sonra size kaybetmek yok size mağlubiyet yok, siz benim himayem altındasınız. Size kazanmanın sırrını söyleyeceğim...
Dedi demesine ama hiçbir şey demeden gitti. Sonra ordumuz hüsran dolu bir hayatın başlayacağına inanmıştı ki Fenix'in tüyleriyle yola yazı yazdığını gördüler. Orda "BİRBİRİNİZİ SİKİN KARDEŞLERİM" yazıyordu. Mükemmel bir fikir bu, neden kimsenin aklına gelmedi ki öncesinde, dedi Can Snow. Sonra arkadaşları kafasına bir tane geçirip, lan daha tarihin olmadığı dönemdeyiz yazıyı nasıl buldun da okudun amk, dediler hep bir ağızdan. Sonra bunun çok da önemli bir ayrıntı olmadığını, yazının keşfini elbet başka bir Basurlu'nun bulacağını biliyorlardı. Konularına geri döndüler, KENDİMİZİ SİKECEZ. Ama bu o kadar da kolay değildi. Çünkü hiç açılmamış erkek götlerini kuru kuru sikmek zor geliyordu. Bir şekilde başlamışlar, zorlana zorlana; yırta yırta anal seks yapmaya başlamışlardı. Biri zevk alırken diğeri işkence çekiyor, zor durumlarda kalıyordu. Komutan Bon Levi'ye gelip sordular, arada sikimize yapışan boklar oluyor; nasıl çözebiliriz bunu? Levi bir süre düşündü. Sonra vazgeçti bir süre daha düşündü. En son aklına gelen fikir inanılmaz derecede mantıklıydı. Kılıçlarınızı köreltin, dedi. Kimse anlamasa da sonra açıklamasını duyunca herkes Demirci'nin yanına gidip hem Demirci'nin yarrağının tadına bakmaya hem götlerini temizlemek için gidiyorlardı. Gittiler ve Demirci'ye durumu açıkladılar. Demirci bu görevi ben üstlenirim dedi. İlk körelttiği kılıçla önüne gelen ilk askeri temizlemeye başladı. Temizlik ise çok basitti, kılıç artık kesici olmadığı için götü parçalamıyordu. Bundan yararlanarak kılıç tamamiyle götün içine sokuluyor, sonra da tam tur bi sağa bi sola çevrilince iş tamam oluyordu. Götte gezen bütün boklar kılıca yapışıyordu. Artık temiz temiz götler Demirci yarrağını bekler. Hal böyle olunca geriye çözümlenmesi gereken tek şey kalıyordu; kuru göte yarrak girmiyor. Sonra aralarından Nirvana Celaleddin Suri kardeşi Felvana'nın sidiğinin kutsal yeşil bir su olduğunu söyledi. Felvana sırayla götlerin üzerine işemeye başladı. Sonra hepsi bağırarak suya atladı. Sidik felden dolayı o kadar asidik yapıdaydı ki götlerini eritiyordu askerlerin.
Asskerler bir umut belki işe yarar diye Fenix'e dua etmeye başladı. Sonra Fenix'in 31 saati olduğunu hatırladılar ve sinirden deliye döndüler. Ordan Sikerpen Sexking çıkıp dua etmek bir işe yaramaz hiçbir zaman, el ele verip bilime yönelelim, kayganlaştırıcıyı icat edelim dedi. Dünyadaki ilk ateist oydu, gerzek yunanlılar değil.
Fenix'in 31 seansı dolmak üzereydi. Her zaman boşaldığı nehire doğru giderken orda olmaması gereken bir şey gördü. Evet bu su askerlerin atladığı suydu. Fenix'in gözlerinin önünde garnizonu fele kurban gidiyordu. Buna bi dur demesi gerekiyordu. Birden ordunun dibinde belirdi ve onlara toplanmaları için seslendi.
Benim anal seks ile yüceltilmiş ordum; size bir lütufta daha bulunacağım. Anal yollardan geçmek için çok zorlanıyorsunuz biliyorum, ama fel bunun için doğru çözüm değil. Sizin yapmanız gereken şey, kadınları kaçırıp vajinalarındaki kaygan sıvıyı kullanmak.
Sonra Fenix ateş osurarak giderken arkasında saçları yanmış askerlerin savaş naraları duyulur. İlk vardıkları köyden yaş ayrımı yapmadan bütün kızları esir alıp seks makinelerine bağladılar. Kızlar yeterince orgazm olduğunda askerler sulu sulu olmuş bölgeye ellerini sokuyor, bir avuç su çıkarmak için saatlerce uğraşıyordu. Bütün zorluklarla vajinadan çıkarılan suyu alıp biri sikine sürüyor biri götünü ovuyor kendine parmak atıyordu. Fenix haklıydı, seks ihtiyacını karşılamak için kadınlara gerek yok. Bu şekilde de rahat bir şekilde seks yapılıyordu. YÜCE ANAL SEKS ADINA!
Günler geçer, askerlerin götü iyice gevşerken daha sonra Japonya'yı kuracak olan asker der ki "Bu kadar uğraştık olan götümüze oldu, bunun yerine kaçırdığımız kızları neden sikmiyoruz?" Bütün birlik Fenix'e iman etmeyi keser ve Fenix onları aids ile lanetleyene kadar herkesi sikmeye başlarlar...

12 Ocak 2016 Salı

SEVGİLİMİ ÖLDÜRÜP CESEDİNİ SİKTİM




Lise mezunu bir genç kızdım. Hala bakireydim ve bu beni çok rahatsız ediyordu. Bir gün dedim ki Orhan beni çatır çutur siker. O gün karar verdim o odun herife kendimi siktirecektim. Çünkü yetmiyor artık memelerimle oynamak. 
Neyse işte bi gün bu eşşek beni evine çağırdı. Aha dedim sikecek. Gittim evine ev bomboş... Ulan ortam mükemmel bu gün delik ayrımı yapmadan vurduracam. Geçtik içeri cips falan çıkardı film açtı. Hızlı ve Öfkeli 8 izliyoruz ben çok sıkıldım bu gerizekalı ciddi ciddi izliyor. Dedim bunun beni sikeceği yok gömleğimin düğmelerini aralarken hayatım ben sıkıldım artık dedim. Birden sarıldı boynuma gel buraya dedi kudurmuş bir sesle. Götürdü beni odasına. Bilgisayar açılırken taytımdan içeri attı elini hafif hafif götümü parmaklamaya başladı. Sıfır kilometre amı parmakla harcamak istemiyordu orospu çocuğu. Etraf bok kokmaya başlayınca bir şey demeden gitti elini yıkadı. Ben de sürekli osuruyordum ki bilgisayar açıldı. Bana bi tokat attı yere yapıştım. İşkenceli seviyormuş yavşak. O anın zevkiyle kendimden geçmiş olmasam bi dövdürürdüm var ya piç herifi. Neyse bu soyundu beni de tuttu evire çevire parçaladı üzerimde ne varsa. Azgınlıktan kudurmuştum bi yandan çok istiyordum bi yandan komik geliyordu tavırları. Kafamı klavyeye yapıştırdı domalttı. Hafiften sıfır kilometreyi yalamaya başladı. Böyle bir şey olamaz nasıl zevk alıyorum var ya. Daha çok zevk almak için porno açacam. Bilgisayara baktım chorome yok. Abi gittim Explorer açtım küfrederek. Sonra bu abaza kim bilir ne kadar porno izliyordur dedim geçmişe bi göz attım. ATMAZ OLAYDIM. Hepsi hentai bütün hentailer de bdsm. Abi ben otakuyum yapılır mı bu dedim içimden. Japon tarzı usta çizimleri hayal ederken bile on kat daha fazla azmıştım. Neyse narutolu bi tane vardı açtım onu. Hentaide Sasuke vardı ahhh en sevdiğim karakter. Bebeğim mührünü açtı ama bu sefer kanat değil yarrak büyüttü. Deli gibi azmıştım. Sonra ne göreyim Sasuke Sakurayı soymuş götüne rasengan sokuyor. Ulan benim civatalar attı bi sinirlendim var ya. Sasuke rasengan mı çakar amk. Sinirlendim mouse kablosu ile boğdum orospu çocuğunu. Başta fantezi zannetti şeytanın dölü. Sonra eşşek gibi sesler çıkardı geberdi orospu çocuğu. Sevgilimi yanlış hentai izlediği için öldürmüştüm pişman falan da değildim. Yarrak inmesin diye klavyeyi de oraya doladım. Ölmüş piçin yarrağını yalamaya başladım. Sonra gırtlak denedim midem bulandı. Sinirden cesedi dövdüm. Neyse en son çıktım üzerine siktirecem kendimi. Bi türlü prezervatif bulamadım. Neyse dedim gittim mutfaktan et doğrama bıçağı aldım yemek borusunu söktüm. Yemek borusunu prezervatif gibi taktım yarrağa ve çıktım üzerine. Hafif girdi ben bastım çığlığı. Acıyordu lan. Neyse durdum durdum bi cesaret geldi güm diye atladım üstüne. Acıdan ağlayacak hale geldim ama pes etmedim. Gittim dolabından son kalan kokaini aldım amıma sürdüm. Devam ettim çok zevkliydi. Saatlerce cesedin üzerinde zıpladım hopladım zevkten bitmiş tükenmiş durumdaydım. Dedim bi de götten deneyeyim ama sonra bunun bile çok acıttığı geldi aklıma korktum. En son aklıma çok güzel bir fikir geldi. Bulaşık deterjanını aldım önce yarrağa yarısını döktüm sonra götüme sürdüm parmakla zaten azıcık açılmış olan götü iyice parmakladım sonra birden genişledi. Bir iki üç derken kolumu soktum lan. Göt deliğim simit gibi olmuştu yiyesim geldi. Neyse oturdum çocuğun üzerine. Delikten geçerken sorun çıkmadı ama derine gittikçe karın ağrısından ölüyorum ben. Neyse aldırış etmedim devam ediyorum hoplamaya. Birden baktım hava kararmış üç dört saattir cesede kendimi siktiriyorum. Zaten yorgunluktan da ölmüşüm ama çok zevkli duramıyorum. En son içerden bi ses geldi. Hasiktir annesi geldi eve kesin. Neyse amımdaki kanları ve piçin kanını aldım baya bi üzerime sürdüm ölü taklidi yapıyorum. Annesinin şokuyla herkes toplandı eve mahalledeki. Millet kapıyı kapattı annesi daha fazla görmesin diye sonra polisi aradılar. Ben de çocuğu camdan aşağı attım sırf can sıkıntısından. Neyse sonra polis geldi beni aldı götürdü. Sorguya çekilecem bakıyorlar çıplağım. Neyse dediler yıkayın şu kızı. İki tane şişko polisle gittik tuvalete bunlar beni yıkamaya çalışıyor. Dedim beni bırakın karşılığında sikersiniz. Yıllardır am görmemiş orospu çocukları benim gibi lolitayı görmüş bırakır mı. Neyse göt deliğim zaten deli gibi genişlemiş ben direk sok dedim delik hazır. Biri göt deliğimi yavaş yavaş acımasızca sikerken öbürünü açtım. Ufacık yarrağı vardı ama idare ettik artık aldım ağzıma sakso çekiyorum. Küçük olduğu için gırtlak yapmak da zor olmuyor ben baya rahatım. Bu arada götüm zor durumda bu yarrak çok büyük. Karnıma sancılar giriyor sonuna kadar soktuğunda öyle bir kuduruyorum ki. Neyse acıyla karışık zevk alırken bi şey fark ettim bu sefer yemek borusu değil sadece yarrak vardı içimde. Çok geçmeden boşaldı ikisi de. Açtılar ağzımı doldurdular spermlerini. Sonra karakolun arkasına çöp kutusuna attılar beni. Sikişirken çarpıp tuvaletin kapı kolunu kırmıştık. Onu da götüme sokmuşlar.