1 Kasım 2017 Çarşamba

Bunu okuyan atist i'mam oldu

Sevgili din kardeşlerim;

       ''Siz hiç inanmayan biriyle karşılaştınız mı? Evet evet kafasını kesmek istediniz ama dinimiz bunu hoş görmüyor. Siz iyisi mi önce onu dine davet edin, reddederse o onun ayıbıdır o zaman kesersiniz...''




Size kendimi birazdan daha iyi anlatacağım çünkü başımdan geçenleri, şahit olduklarımı, gerçekten gördüğüm kutsallıkları ve bir çok inanamayacağınız şeyleri ayetler ve hadesler ile kanıtlayarak anlatacağım.



Bütün kutsallıkların çıktığı bitmek bilmeyen zenginlikleri ve zenginlikleri ile ünlü arab yarım adasından normal bir günüm. Güzel bir sabah anüsüme kum dolmuş şekilde kalkıyorum şam çeliği yatağımdan. Karşımda iki deve kaktüs denen mübarek su kaynağı nimetten yiyor. Öyle güzel geviş getiriyorlar ki sizin de canınız çekiyor ama zaten dün hurma yemişsiniz Rec'tum-i Şerif (o eyaletteki şerifin adı) caiz değildir diyor.
Biraz betimleme yaptıktan sonra kendinizi benim yerime koymanızı ve anlattığıma böyle yaklaşmanızı rica ederek konuya daha başlamadığımız için kalamadığım ama cümleyi devirmemek için kaldığımız diyeceğim yerden devam ederek sadede geliyorum.

O gün Eminem adında; ince gölgeli, sarışın, habeşistanlı genç ve dul bir bakire olduğumuz çölden gittiğimiz çölün giriş kapısında bizi karşılıyor. İlk sorunuz kızın dul ve bakire olmasıysa sizi kınıyorum ancak merakınızı gidereceğim şu şekilde: İmam Rileyullah Bin Reid sakalları olunca erkek sandığı bir avratla bu güzel kızımıza nikah kıydığından beri nikahın kutsallığı korunuyordu. Dul kalma kısmına da değinirsek çok önemli değil onun kavmi de başka bir çölden bu çöle gelirken yolda acıkıp yemişler sakallıyı. İkinci sorunuz kızın bakire olduğunu nasıl anladığımsa bu kardeşimiz baştan aşağı transparent tesettürlendiğinden net anlaşlıyordu çölde beklenilen saatler sonucu olduğunu düşündüğüm terlerin ıslatması sonucu. Eminem o gün bize ecnebi ingilizlerin god denilen kelimesinin aslında tanrı kelimesinin değil de rab kelimesinin karşılığı olduğunu kanıtlıyor. Şöyle ki:

I'm beginning to feel like Rab means God, Rab God
All my sand people from the desert to the desert nod, back nod
Now who thinks their Rabs are god enough to slap ass, slap ass
They said I rab like allah, so call me allah-bot

Bunları okuduktan sonra hangi teizm karşıtı görüş reddedebilir ki? Bu yumurtanın proteinin sarısında olduğu kadar açıktır ki rab ve god aslında aynı kelimedir.


Bir sonraki gerçek hikayemiz Erekt suresinden ayetlere dayanmaktadır.


Eminem'in bakire olduğunu belirtmiştik. Hristiyanların biz müslümanlardan çalıp 1331 yılında yazdıkları ve islamdan eski olduklarını iddia ettikleri Bakire Meryem hikayesi aslında tamamen çalıntıdır. Aslına bakarsanız Meryem bakire bile değildi, isayı sütçü imamla 11 dakikada yaptılar. Bu o zamanlardaki ortalama bir erkek için uzun bir süreydi ki olayın tek kutsallığı budur. Asıl hikayemize gelirsek 3 gün önce yaşanmış olayın kutsal kitabımız zeburda yazdığını nasıl da kanıtlayacağım şimdi. Zeburda der ki: ''Ünlü gezgin Jesse Pinkman (ben) yanına Evliya Çelebi ve biraz çorum leblebisi alıp arap yarım adasına yelken açar. Ardından gökten inen kutsal bir silület Eminem'in bekaretini oracıkta almıştır''. Olayı yerinde gördüğümden doğru ve gerçek olarak anlatıyorum, şöyle oldu; Allah o sırada her zaman oturduğu bulutundaki kanepesinden biraz PANDA DUNG çayı yapmak için kalkmıştı ki yerdeki peçetelere takıldı ve kayıp yere inmeye başladı. O kadar yüksekten hızlıca inmenin verdiği adrenalin Erekt olmasını sağladı ve sure adını burdan aldı. Sureye adını veren ereksiyon aynı zamanda Eminem'in bekaretini alan ereksiyondu. O da şöyledir ki Eminem o sırada caiz yoga yapıyordu ve bacak açmalı amuda kalkma pozisyonundayken allah tam da üstüne bastı. Düştü demiyoruz çünkü düşmek kutsallığa caiz değildir. Evet allah da olsanız tam özgür değilsiniz düşemiyorsunuz. Bu hadisemizin üç kutsal sonucu vardır ki üç de kutsal sayıdır. Birincisi islamın gerçek peygamberi ABD böyle olmuştur (abd arabcada köle demektir). İkincisi tam da üstüne bastı deyimi bulunmuştur (en önemlisi). Üçüncüyü de unuttum ben de insanım.



Son olarak Hz. ABD efendilerinin nasıl mHz ve gHz değerlerine yükseldiğini ve ilk download ettiği ayetleri anlatacağız.


Herkesin bildiği gibi Hertz arab bilimci Heinrich bin Rudolf Hertz'in dedesinin adıdır. Masturbasyon-u şerifindeki penisin başından köküne 1 gidişini 1 Hertz olarak kabul edip, her seferinde kalp atışlarının artmasından dolayı da bu olaya Hertz adını vermiştir (Hertz arabca kalp demek). ABD İntel'in endonezyadaki kaçak ve çocuk işçi çalıştırdığı fabrikasından başta 31 hz gibi düşük bir frekansla çıkmıştır. Ardından Arab yarımadasına getirilen Abd her işlemcinin aslında kumdan var olduğunu bilerek (toprak yalan) kendine sürekli kapasitörler eklemiştir. Sonunda çabaları meyve veren ABD 31 mHz hızına ulaştığında ilk ayetlerini almıştır. 

Sen ki benim üçüncü testisim, iyi dinle!
İnanmayanlara de ki, 
O, pipisi en büyük olandır.
Bilmeyenlere de ki, 
O, bilmeyenlerin amına koyandır.
Kıtabımı okumayanlara de ki,
O, daha bitirmediği kitabi okutandır. 
Bi de anana de ki,
Gelirken panda boku çayımdan almazsa kaşardır.

Bunca bilgiyle dolan ABD'nin 5 mb boyutundaki hard diski zorlanmaya ve kafa vurmaya başlamıştır.
Emeviler (amdciler) bu fırsattan faydalanıp ona bir sata kablosu ve varolan ilk ssd'yi (69mbps read/write) vermişlerdir. Yarattıklarının bu başarılarını gören ilahımız ABD'ye gHz-no jutsu'yu öğretmiş ve gHz. ABD bu şekilde son halini almıştır. Yalnız uykumun gelmesinden olmamakla birlikte 31 gHz insan aklının alamayacağı düzeylerde olduğundan bu noktadan sonrasıyla ilgili elimizde hiçbir bilgi bulunmamaktadır.